Yersel Fotogrametri Röleve Restarasyon Ölçümleri
Nüfus artışı ve bu artışa paralel gelişen hızlı ve düzensiz kentleşme süreci, bir dizi işi içerisinde barındırıyor. Bu durum, insanların yaşamlarını sürdürdüğü alanlarda belirgin bir artış ve dönüşüm gerektirmektedir. Haliyle eski yerleşim bölgelerinde yer alan yapılar, bu sürecin en önemli dinamiklerinden biri haline geliyor. Ancak, ne yazık ki, bu dönüşüm süreci her zaman disiplinli ve özenli bir şekilde gerçekleşmiyor. Aksine, çoğu kez, eski yerleşim bölgelerinde özenli bir administatif süreç gözetilmeden, rastgele ve kontrolsüz bir biçimde yeni yaşam alanları geliştiriliyor. Nitekim, bu durum, korunması gereken mimari yapıların ciddi bir tehlike altında olduğunu göstermekte.
Doğal afetler, iklim değişikliklerine bağlı olarak artan frekansta ve şiddette meydana geliyor. Depremler, seller, kasırgalar ve diğer doğal afetler, mimari yapıları sarsmakta, hatta yıkma noktasına getirmekte. Benzer şekilde, savaşlar da etkileyici ve önemli mimari yapıları deforme etme, hatta yıkma potansiyeline sahip. Kültürel, mimari ve tarihi değere sahip bu yapıların korunması ve bakımı, toplumun genel kültür ve tarih bilincini korumak ve sürdürmek için büyük önem taşıyor.
Bu yapıların mimari ve tarihi değerini korumak için, mevcut durumlarının sayısal olarak kaydedilmesi bir başlangıç noktası olarak kabul edilebilir. Bu bilgiler, ileride gerçekleştirilecek olan restorasyon çalışmalarında, başvurulan veri tabanı ve referans materyali olarak kullanılabilir. şantaj, hırsızlık ve diğer suçların çözülmesine yardımcı olabilir. Detaylı taramalar, olayın gerçekleştiği yerin ayrıntılı bir görüntüsünü sağlar, bu da soruşturmacılara suçun nasıl ve neden işlendiğini anlama konusunda yardımcı olabilir. Kısacası, yersel tarama teknolojisi, hem geçmişin korunmasına hem de adaletin sağlanmasına yardımcı olabilir.